NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
84 - (346) حدثنا
أبو الربيع
الزهراني.
حدثنا حماد.
حدثنا هشام بن
عروة. ح
وحدثنا أبو
كريب محمد بن
العلاء
(واللفظ له)
حدثنا أبو
معاوية. حدثنا
هشام عن أبيه،
عن أبي أيوب،
عن أبي بن
كعب؛ قال:
سألت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم عن الرجل
يصيب من
المرأة ثم
يكسل؟ فقال
"يغسل ما
أصابه من
المرأة. ثم
يتوضأ ويصلي".
{84}
Bize Ebu'r-Rabî'ez-Zebram
rivayet etti. (Dediki): Bize Hammad rivayet etti. (Dediki): Bize Hişam b. Urve
rivayet etti. H.
Bize Ebu Kureyb Muhammed
b. A'la dahî rivayet etti. Lafız onundur. (Dediki): Bize Ebu Muaviye rivayet
etti. (Dediki): Bize Hişam babasından, o da Ebu Eyyub'dan, o da Ubey b.
Ka'b'dan naklen rivayet etti. Ubey şöyle demiş:
Resulullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e kadınla cima' ederken menisini getirmeyen erkeğin hükmünü
sordum.
«Kadına temas eden
nesneyi yıkar, sonra abdest alarak namaz kılar.» buyurdular.
85 - (346) وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
محمد بن جعفر.
حدثنا شعبة عن
هشام بن عروة.
حدثني أبي عن
الملي ،(يعني
بقوله: الملي
عن الملي، أبو
أيوب) عن أبي
بن كعب عن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم؛ أنه
قال، في الرجل
يأتي أهله ثم
لا ينزل قال "يغسل
ذكره ويتوضأ".
{85}
Bize Muhammed b.
El-Müsenna da rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti.
(Dediki): Bize Şu'be, Hişam b. Urve'den naklen rivayet etti. (Demişki): Bana
babam mutemed bir zattan, -ki bununla Ebu Eyyub'u kastediyor- O da Ubey b. Ka'b'dan, o da Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) den naklen rivayet etti.
Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem), Ehliyle cima' edip de meni indirmeyen erkek hakkında :
«Zekerini yıkar; ve
abdest alır.» buyurmuşlar.
İzah:
Bu Hadîs-i Buhari
«Kitabu'l-Gusl»de tahric etmiştir.
«Kadına temas eden
nesneyi yıkar...» cümlesinden murad kadının fercine temas eden zekerini yıkar
demektir. Burada Buhari sarihlerinden Kirmani şöyle diyor:
«Eğer bundan maksad
kadının fercinden bulaşan rutubeti yıkamaksa, o halde bu söz bu manaya nasıl
delalet ediyor? Zahire göre kadına mutlak surette temas eden el ve ayak gibi
uzuvları yıkamak vacib değildir dersen, ben de derim ki: Bu sözde izmar vardır.
Yahut bu söz kinayedir. Çünkü şöyle takdir edilir. «Erkek kadının fercine temas
eden uzvu yıkar» bu ise lazımı zikir, melzumu murad kabilinden kinayedir. Zira
kadına temas lazım, rutubet bulaşması da melzumdur.»
Anlaşılıyorki; erkek
evvela avret mahallini yıkayacak, sonra abdest alacaktır. Hatta hadîsin bir
rivayetinde namaz abdesti gibi abdest alacağı tasrîh edilmiştir.
Buharî bu hadîsi
rivayet ettikten sonra «Yıkanmak daha ihtiyattır» demiş ve hadîsin mensuh
olmadığına işaret etmiştir. Fakat Cumhur'u ulemaya muhalefet ettiği için İbnü'l
A'rabî (468-543) kendisine şiddetli tariz de bulunmuş: «Meni gelmese bile her
cima'nın gusl icab edeceğine Ashab-ı Kiram ve onlardan .sonra gelen ulema
ittifak etmişlerdir. Bu babda Davud-u Zahirî 'den başka muhalif yoktur. Onun
muhalefetine de itibar yoktur. Binaenaleyh din imamlarından ve müslüman
ulemasının en büyüklerinden biri olduğu halde nasıl olurda İmam Buharî burada
guslün müstehab olduğunu söyleyebilir. Ama ihtimal o bu sözü ile «dinde ihtiyat
olan yıkanmaktır» manasını kasdetmiştir. Bu mesele Usul-ü Din'de meşhur bir
babtır. İmam Buharî'nin ilmine ve imamlığına yakışan da bu manadır» demiştir.
İbnü'l A'rabî 'nin
ittifak iddiası söz götürür. Çünkü az yukarıda da arz ettiğimiz vecihle bu
mesele hakkında Ashab-ı Kiram arasındaki hilaf meşhurdur. Yalnız Nevevî'nin
dediği gibi bu mesele hakkında ihtilaf eden Ashab ile tabiinden sonra icma'
vak'i olmuştur denilebilir. Tahavî'nin (238-321) rivayet ettiği bir habere göre
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı Ömer b. el Hattab'ın
huzurunda cünüplükten yıkanma meselesini müzakere etmişler. Bazıları: «Sünnet
mahalli sünnet mahallini geçtimi gusül vacip olur demiş, diğer bazıları yıkanmak
ancak meninin çıkması ile vacib olur» idiasında bulunmuşlar. Bunun üzerine Ömer
(R.A.):
«Sizler en hayırlı
insanlar, Bedr gazileri olduğunuz halde bu meselede böyle ihtilaf ederseniz,
sizden sonra gelenlerin hali ne olur? demîş. Hemen Ali b. Ebi Talib söz alarak;
«— Ya Emire'l Mü'minin.
Bu meseleyi öğrenmek istersen Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in zevcelerine
birini gönderde sorduruver» demiş.
Ömer (R.A.)'da Aişe
(R.A.)'ya bir adam göndererek sordurmuş. Hz. Aişe:
«Sünnet mahalli, sünnet
mahallini geçtimi muhakkak gusl vacib olur»
cevabını vermiş.
O zaman Ömer (R.A.)
şunu söylemiş :
«Bundan sonra gusül
ancak meninin çıkması dolayisiyle vacib olur diyen birini işitmeyeyim, yoksa
şiddetle cezalandırırım. «Tahavi bunları
kaydettikten sonra şöyle demektedir.
«İşte Ömer. Halkı
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ashabı huzurunda bu meselede
yıkanmaya teşvik etmiş kendisine hiçbir itiraz eden bulunmamıştır.»
Hasılı, Ashab-ı
Kiram'dan sonra bazı zevat menî nazil olmayan cima'dan gusül lazım
gelmiyeceğine kail olmuşlarsada ulemanın büyük ekseriyeti lazım geleceğine
ittifak ettiklerinde şüphe yoktur. Bu sebeple bu mesele hakkında icma'ı ümmet
vaki olduğu söylenmiştir. Ata' ;
«Bu meselede nas
ihtilaf ettikleri için ben en sağlam bir mesnede istinad etmiş olmak maksadıyle
yıkanmadıkça canım rahat etmiyor» dermiş.